Dünyaca ünlü gazeteci Seymour Hersh’in bir Türk gazetesine Türkiye’nin siber güç olduğunu söylemesinin üstünden yaklaşık bir buçuk yıl geçti. Pulitzer ödüllü gazeteci Hersh ‘Siber Güç’ olarak tanımladığı konunun daha çok güvenlik üzerine olduğunu belirtmiş ve Türkiye’nin genç nüfusuna vurgu yapmıştı.
Geçen süreç içinde sosyal medya güç kazandı. Sosyal medya devrimleri olarak nitelendirilen vakalar yaşandı. Dolayısı ile ‘Siber Güç’ kavramında da bir dönüşüm söz konusu oldu.
Peki, nedir bu siber güç?
Siber güç bir kaç unsurun bir araya gelerek tamamladığı bir kavramdır. Her ne kadar gündelik kullanımıyla bilgisayar korsanlarının saldırıları ve devlet belgelerinin ‘Wikileaks’ tarzı vakalar ile el değiştirmesi gibi anlaşılsa da kavramın derinliği bunun çok daha ötesindedir.
Siber gücün unsurları, internet servis sağlayıcılarının altyapısının geliştirmesi, internet erişiminin halk için daha ulaşılabilir hale gelmesi gibi teknik imkânları kapsar. Bunun yanında en hayati olan, bireyin bilincini internet ağları ile örülü bu yeni dünyaya entegre edebilmesidir.
Bahsi geçen diğer teknik unsurlar zaman içerisinde doğal olarak gelişmektedir. Fakat yeni medya düzenini algılayabilen sosyal bireylerin var olması ancak deney ve gözlemler ile sağlanabilecek bir inşa sürecidir.
Sivil toplum kuruluşlarından, sıradan bireylere kadar birçok kesimin yenidünyanın parametreleri üzerine getireceği eleştiriler ve çözüm önerileri bu inşa sürecinin argümanlarıdır.
Bu süreç öyle kritik bir süreçtir ki; bir internet platformunda ‘pufff…’ yazarak sıkıldığını belirten kullanıcı sayısı bile, yeni geliştirilecek çözümler için deneysel bir veri olarak ele alınabilir. Örneğin Meksika’da sıkıldığını dile getiren insanların verilerini takip eden Kanadalı bir kullanıcı, onların karşılarına bir proje ile çıkabilir. Bu proje sayesinde bahsi geçen kitlenin bakış açılarına yön verebilir.
Ülkemizin genç nüfusu ile internet kullanıcı pastasının en büyük dilimlerinden birine sahip olduğu düşünülürse, neden herhangi bir Kanadalıdan önce bir Türk bu hizmeti üretemesin?
Bahsi geçen örnek çok küçük bir hikaye. Bu örnekler geliştirilebilir. Zaten siber güç olmak bu bakış açılarını geliştirebilmek ve bunlar üzerine düşünebilen sosyal genç nüfusu var edebilmekten geçiyor.
Ancak siber güç ile Gaziantep’in Araban ilçesinde ki, bir lise öğrencisinin herhangi bir alanda oluşturduğu siber projesinin, hızla yol alarak birkaç saniye içerisinde Endonezya’nın Raba şehrinde bir evin salondaki sohbete yön verebilmesinden söz edebiliriz. Tabi bu tarz projeksiyonlar için bahsi geçen öğrenciye bunu başarabileceği bilinci verilmelidir.
Peki, sosyal medya bu planın neresindedir?
Dünyanın farklı iki yerinde yaşayan ve farklı kültür, yaşam şekillerine sahip olan iki kişiyi ele alalım. Platformların getirdiği fonksiyonlar ile bu iki kullanıcı bir süre sonra benzer bilinçaltlarına ve bakış açılarına sahip olabilmektedir. Benzer içeriklerle gülümseyip, üzülebilmekte ve en anlamlısı hayata dair görüşlerini örtüştürebilmektedir. Uzun vadede baktığımızda ise bu küçük hikâyeler büyük bir sürecin parçaları haline gelmektedir. Bu süreç, yüzyıllardır süre gelen kapalı toplum yapısı yerine yenidünyanın açık toplumunun oluşma sürecidir. Sosyal medya; bu planda her ülkeden, her yaştan insan için lokomotif görevi gören bir tasarımdır. Bu sebeple siber güç olmanın ilk adımı sosyal medyaya önem vermekten geçmektedir.
Sosyal medyada Türk kullanıcıların yerini özel kılan bazı parametreler vardır. Bunların başında daha duyguları ile hareket eden bir toplum olmamızın içerik üretimini olumlu etkilemesi gelmektedir.
Özellikle Facebook üzerinde oluşturulan toplulukların üye sıralamalarına baktığımızda global değerlerden sonra Türk kullanıcılar tarafından oluşturulmuş platformlar gelmektedir.
Şöyle bir geçmişe bakacak olursak; bahsi geçen içerik üretim kültürü sosyal medya siteleri popülerleşmeden önce Türk internetine ‘forum’ konseptleri olarak yansımıştı. Belirli bir düzen içinde yayın yapmayan bu forumların, arama motoru sonuçlarını bir tür forum çöplüğüne çevirmesinin ardından sosyal medyanın popülerleşmesi işin rengini değiştirdi. Sosyal medyanın ilk popülerleşme sürecinde benzer bir şekilde forum çöplüğünün yerini ‘topluluk ve platformlar çöplüğü’ aldı.
Bu bize gösteriyor ki yıllardır var olan ve doğru kanalize edilememiş bir siber enerji mevcuttur. Bu enerji şu an sosyal medya üzerinde yoğunlaşmıştır.
Bu bakış açısı yakalandığında siber gelecek üzerine stratejiler geliştirilecektir. Yenidünyanın algılarını keşfeden, tanımlayan, bu algılara yön veren; her alanda e-istihdam ve e-üretim politikaları oluşturarak sosyal toplumların taleplerine çözümler üretebilen bireyleri var edecek iklim oluşacaktır.
Bu bakış açısı yakalandığında siber gelecek üzerine stratejiler geliştirilecektir. Yenidünyanın algılarını keşfeden, tanımlayan, bu algılara yön veren; her alanda e-istihdam ve e-üretim politikaları oluşturarak sosyal toplumların taleplerine çözümler üretebilen bireyleri var edecek iklim oluşacaktır.
Seymour Hersh’in bahsettiği ‘Siber Güç’ olmanın yolu da sanırım buradan geçiyor.
0 yorum:
Yorum Gönder