ARA

2 Temmuz 2013 Salı

İstanbulun Fethinin Nedenleri ve Sonuçları

İstanbul’un o döneme kadar fethedilemeyen efsanevi bir şehir olmasının en büyük sebebi çevresini kuşatan surlardı. O dönemde başka hiçbir yerde bu kadar sağlam savunma sistemi bulunmamaktaydı. Uzunluk bakımından erişilmez olmasına rağmen Çin Seddi bile savunma açısından İstanbul surlarının yanına yaklaşamıyordu. Karada 6.492 m., Marmara ve Haliç kıyılarında 820 m. uzunluğundaki surlar birkaç kademeden oluşurdu. En önde Bizans’ın mobil kuvvetleri savunur, arkasında 7 m. genişlik ve derinliğindeki su ile dolu hendekler bulunurdu. Bunların arkasında mızraklı askerlerin beklediği savunma mazgalları vardı. Savunma mazgalları geçildiği takdirde 5-7 m. yüksekliğindeki orta surlara gelinirdi. Osmanlı ordusu orta surlar önünde çok sayıda şehit vermişti. En arkada ise 12-13 m. yükseklikte asıl surlar bulunurdu. Asıl surların üzerinde bekleyen askerler hiçbir canlının sur dibine yaklaşmasına izin vermezdi.
1453 yılında, Padişah II. Mehmet, hocası Akşemsettin’in de teşvikiyle İstanbul’a yeni bir saldırı düzenlemeye karar verdi. Önce, Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan Anadolu Hisan’nın karşısına Rumelihisan’nı yaptırdı. Edirne’de döktürdüğü balyemez adı verilen büyük toplarla savaşa hazırlandı.6 Nisan 1453 günü, Osmanlı ordusu Bizans surları önüne geldi. Bizans İmparatoru Konstantin, Haliç’i zincirle kapatarak Osmanlı Ordusu’nun şehre denizden girmesini önledi. 11 Nisan günü kuşatma tamamlandı ve top ateşi başladı. Yirmi gün süren top ateşinden kesin bir sonuç alınamadı. Şehrin denizden de kuşatılması gerektiğini düşünen II. Mehmet, bir gece yetmiş parça gemiyi karadan yürüterek Haliç’e indirdi.
Bizanslılar, sabahleyin Osmanlı Donanması’nı Haliç’te görünce büyük bir korkuya ve paniğe kapıldılar. Haliç’ten ve karadan yapılan top atışlarıyla surlarda gedikler açıldı. Bunun üzerine, 29 Mayıs günü bir genel saldırı düzenlenmesine karar verildi. Hocası Akşemsettin II. Mehmet’e cesaret veriyor; Hz. Peygamberin, “Konstantin elbet fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne iyi komutan ve onun askerleri ne güzel askerlerdir” sözüyle müjdelenen komutanın kendisi olduğunu söylüyordu. Bu inançla 29 Mayıs günü son taarruz başladı. Çok kanlı ve zorlu bir savaştan sonra birçok şehit verildi. Bu şehitler arasında, Bizans surlarına Türk bayrağını diken Ulubatlı Hasan da vardı. Nihayet, Mayıs 1453 Salı günü, İstanbul fethedildi.
İstanbul’un Fethinin Nedenleri
1. Osmanlı Devleti’nin Rumeli ve Anadolu’daki topraklarını birleştirme düşüncesi,
2. Bizans’ın, Avrupa’yı Türklere karşı her fırsatta kışkırtması ve Haçlı seferlerinin düzenlenmesine yol açması,
3. Bizans’ın, Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtması. Osmanlı şehzadelerini isyan etmeleri için kışkırtması. Bu nedenle Anadolu Türk siyasal birliği ve Osmanlı Devleti’nin güvenliği açısından tehdit oluşturması,
4. Bizans’ın konumundan dolayı, Türk ordularının Rumeli’den Anadolu’ya, Anadolu’dan Rumeli’ye geçerken çeşitli zorluklarla karşılaşması,
5. Ekonomik yönden gelişmek isteyen Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u alarak kara ve deniz ticaret yollarına egemen olmak istemesi,
6. İstanbul’un alınması durumunda, Avrupa devletlerinin Türkleri Balkanlardan atma ümidinin kırılacak olması.
Kısaca; II.Mehmet, Batı dünyasına üstünlük sağlamak, Anadolu ve Rumeli topraklarının güvenliğini ve bütünlüğünü sağlamak, İslam dünyasında itibar kazanmak, Türk ekonomisini canlandırmak gibi amaçlarla İstanbul’un fethi için hazırlıklara başladı.
İstanbulun Fethinin Sonuçları Nelerdir
İç sonuçları
- Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan 1058 yıllık Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı.
- Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan Bizans artık bunu yapamayacaktı.
- Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti.
- II. Mehmet, Fatih ünvanını aldı.
- Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi.
- İstanbul başkent yapıldı.
- Osmanlı’nın yükselme dönemi başladı.
- Osmanlı’nın ticaret’i gelişti.
- Bizans osmanlıyı artık kışkırtmıyordu.
- Ulubatlı hasan tarihe geçti.
- Osmanlını toprak genişletme imkanı arttı.
- İstanbuldaki kiliseler cami oldu.
Dış sonuçları
1.Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı’yı Balkanlar’dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı.
2.İstanbul’dan İtalya’ya kaçan sanatkârlar ve bilim adamları, rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı.
3.Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Doğu Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu.
4.Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı.
5.Ticaret yollarının birer birer Türklerin eline geçmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya zorladı ve coğrafi keşifler ortaya çıktı.
6.Büyük ve kalın surların toplarla yıkılabileceğini gören Avrupa, bu yöntemi derebeylikler üzerinde denemiştir. Böylelikle küçük derebeylikler yıkılıp yerine büyük krallıklar kurulmuştur.
7.Osmanlıların ticaret yollarını ele geçirdikten sonra bu yollardan geçmek zorunda kalan Avrupalılalılar yüksek vergileri Osmanlıya ödememek için ticari yollar aradılar. Böylece Bartelmi Diaz Ümit burnunu keşfetti.

İstanbula Yapılan Fetih ve Kuşatmalar
Karadeniz ve Akdeniz’i birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul şehri, günümüzde olduğu gibi o zamanlar da oldukça önemli bir şehirdi. 1453 yılına kadar farklı zamanlarda,
Avarlar, Araplar, Avrupalılar ve Osmanlılar tarafından defalarca kuşatılmış, fakat gerek Bizans’ın sahip olduğu Rum ateşi (grejuva), gerekse şehrin o zamanlar için aşılamaz olarak görülen surları, bu fetih hareketlerini başarısız kılmıştı.
Sayıları 29 olan kuşatmalar sırayla şunlardır:
M.Ö 340 Makedonya Kralı Phillippe
M.Ö 194 Roma İmparatoru Septim Severus (Başarılı olmuştur. Şehir artık Romalılara bağlanmıştır.)
M.S 616 İran Hükümdarı Keyhüsrev
M.S 626 İranlılar ve Avar Türkleri ortak
M.S 665 Emevi Halifesi Muaviye
M.S 667 Emevi Halifesi Muaviye
M.S 672 Emevi Halifesi Muaviye
M.S 712 Emevi Halifesi I.Velid
M.S 722 Emevi Halifesi I.Velid (Yalnızca Galata Limanı alınmış, Arap Camii inşa edilmiştir.)
M.S 782 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.)
M.S 854 Abbasi Halifesi Mütevekkil
M.S 864 Ruslar
M.S 869 Abbasi Halifesi Mütevekkil
M.S 936 Ruslar
M.S 959 Macarlar
M.S 970 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.)
M.S 1203 Latinler (Latinler İstanbul’u 1261′e kadar ellerinde tuttular.)
M.S 1302 Venedikliler
M.S 1348 Cenovalılar
M.S 1391-1396 Osmanlı Padişahı I.Bayazid (Şehir İstanbul’da bir Türk Mahallesi kurulması isteğine karşı çıkılması üzerine ablukaya alınmıştır.)
M.S 1412 Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi
M.S 1422 Osmanlı Padişahı II.Murat
M.S 1437 Cenovalılar
M.S 1453 Osmanlı Padişahı II.Mehmed (Başarılı olmuştur. Sonrasında şehir Türklerin hakimiyeti haline girmiştir.)

0 yorum:

Yorum Gönder